27 Ekim 2014 Pazartesi

İLK ANSİKLOPEDİ / Divan-ı Lügat-it Türk

https://www.facebook.com/video.php?v=726021167466534&fref=nf

Divan-ı Lügat-it Türk gibi bir ansiklopedik sözlük Avrupa'da ancak 500 yıl sonra yazılabilmiştir.

KUBBE / KÜMBET / TÜRBE / IŞIK

TÜRBE MİMARİSİ 
Işık için Tillo'daki türbe.

İLK AMERİKA HARİTASI

Piri Reis'in haritası Amerika keşfedilmeden bugünkü ölçülere en yakın biçimde çizilen ilk Amerika haritasıdır. Bugün nasıl çizilebildiği henüz çözülmemiştir.

AKIL HASTALIĞI TEDAVİ MERKEZİ

Amasya'da Yeşilirmak kenarında dünyada ilk defa akıl hastalarının tedavi edildiği bir merkez kurulmuştur.

KUŞ SARAYLARI

KUŞ SARAYLARI

Dünyada kuşlar için saray kuran başka bir millet var mı?

İLK KUŞ VAKFI 

Kurulan kuş vakfıyla yaralı kuşların tedavisi, göçmen kuşlara, beslenme zorluğu geçen kuşlara yardım edilmiştir.

MİKROP

Mikrobu ilk bulan bilim adamı bir Türk'tür; Akşemseddin : ( 1389 - 1459 ) Pasteur önce Mikrobu bulan ilk bilim adamı. İstanbul'un Fethi'nin manevi babasıdır. Fatih sultan Mehmet'in hocasıdır Akşemseddin, Pasteur ’dan 400 sene önce mikrobu bulmuştur. Mikroorganizmanın babasıdır.

HALK EĞİTİM KURUMLARI

Dünyada Halk Eğitimine yönelik ilk kurumları Türkler bulmuştur. Bugün Türkiye'de Yaren, Gezek, Arabaşı, Keşik, Erfene, Arifane ve benzeri adlarla bilinen ve yaşayan bu kurumlar bir halk okulu niteliğindedir. Doğu Türkistan'da Meşrep adıyla bilinir. Bakınız:

AŞIRTMALI HAVAN TOPU

Dünyada ilk Aşırtmalı Havan Topu Türkler tarafından bulunmuştur.

KOYUN TÜRÜNÜN ISLAHI

 Dünyada koyunun ilk ıslah edildiği bölge Güney Türkistan'dır. Burada dünyanın birbirinden güzel koyun ırkları ıslah edilmiştir, halen de bunlar yaşamaktadır. Bu konuda Çapandaz adlı kitabımızda Şair Ergeş Uçkun'un "Elli bin yıllık Türk Yurdu Güney Türkistan" makalesine bakılabilir.

SİGORTA

SİGORTA Dünyada ilk sigorta hizmeti kervansaraylarda verilmiştir. Her sabah Kervansaray'ın kapısı açılmadan bir münadi herhangi bir kaybı olan var mı diye bağırır, varsa bu kayıp bulunmadan kapılar açılmazdı. Kayıp bulunamadığı takdirde mutlaka tazmin edilirdi.

KERVANSARAYLAR

Kervansaraylar Türklerin Uygarlığa katkıları cümlesinden çok önemli bir hizmettir.

İLK ESNAF TEŞKİLATLANMASI (AHİLİK). EK.

SOSYAL UYUM (SOSYAL PSİKOLOJİ)

 Muzaffer Serif Basoglu (1906-1988) 
1906 ylinda Izmirde dunyaya gelen Basoglu, sirasiyla Izmir Odemis Ilkokulu, 1924 Izmir Amerikan kollji’ni, 1928 yılında İstanbul Darülfünunu’nun Felsefe Bölümü’nden mezun oldu. 1929 yilinda Amerikaya burslu olarak giden Serif Harvard Üniversitesi’nde Sosyal Psikoloji uzerine yuksek lisans yapti. Bir sure Almanya ve Turkiye de kalan Serif 1933 yılında doktora yapmak üzere tekrar ABD’ye Harvard’a döndü.

PAZAR

PAZAR Pazar kurmayı dünyaya Türkler öğretmiştir.

İlk üniversite

 Bolonya'dan bir asır kadar önce ilk üniversite Nizam-ül Mülk medreseleri Türkler tarafından kuruldu

İLK DENİZALTI

Bize öğretilenlere göre yüce batı medeniyetinin en üstün temsilcilerinden Amerikalılar keşfetmiştir bu denizaltı denilen aleti. Tarih : 1820'ler. ...

İlk zeka testleri

Enderunda öğreni seçiminde ve gruplandırılmasında kullanılan, Sokullu Mehmet Paşa'nın kaydı hikayesinden de bildiğimiz sınavlar ilk zeka testleri sayılmaktadır.

DOLMA

Mutfakların vazgeçilmez yemeği olan Dolma yemeğini ve dolma yapmayı dünyaya Türkler öğretmiştir. Dolma, Türk mutfağında önemli yeri olan bir yemek çeşididir. 537 çeşit patlıcan yemeğinin olduğu Türk mutfağının, hemen her yörede yapılan milli yemeklerinden biridir. Hemen her sebzeden dolma yapılır.. (domates, soğan, yaprak sarma, patlıcan, kabak, gibi)... DOLMA, TÜRK İCADIDIR.

BUGÜNKÜ TIP

Günümüz tıbbının babası İbn-i Sina'dır. İbn-i Sinâ, her şeyden önce bir hekimdir ve bu alandaki çalışmalarıyla tanınmıştır. Tıpla ilgili birçok eser kaleme almıştır; bunlar arasında özellikle kalp-damar sistemi ile ilgili olanlar dikkat çekmektedir. Ancak, İbn-i Sinâ dendiğinde, onun adıyla özdeşleşmiş ve Batı ülkelerinde 16. yüzyılın ve Doğu ülkelerinde ise 19. yüzyılın başlarına kadar okunmuş ve kullanılmış olan "el-Kânûn fî't-T...

Behçet hastalığı

Behçet sendromu ya da Behçet hastalığı tekrarlayan oral (ağız) ve genital (cinsel organlar) ülserlerle, göz, deri, eklem, damar ve sinir sistemi tutulumuyla giden, nedeni bilinmeyen bir vaskülittir (damar ltihabı). 1937 yılında bir Türk doktoru olan Hulusi Behçet tarafından tanımlanmıştır.

GÜREŞ

Türkler adam gibi güreşmeyi dünyaya öğretmiş bir millettir. Güreş'in Türk sporu olduğuna dair şüphe yoktur.

ZEKA OYUNLARI

 Dünyanın yakından bildiği ve sahiplendiği başta gelen zeka oyunları Türklerin icadıdır. Bunlara örnek verecek olursak; Tavla, Mangala, Domino, Satranç oyunları Türklerin icad ettiği ve dünyaya öğrettiği oyunlardır. Bu oyunların hepsi de koyunu evcilleştirmiş milletin, koyunun aşık kemiklerinden oyun icat etmesiyle gelişmiş oyunlardır. Arslan Küçükyıldız Satrancın Atası Türk Zekâ Oyunu Mangala (Günümüzde Çocuk Oyunlarında ve Oyuncaklarında Yaşanan Değişimler Sempozyumu, 9-10 Aralık 2010, Ankara / Türkiye)http://xa.yimg.com/.../989.../name/satrancinatasimangala.doc

HAMBURGER / SİMİT

HAMBURGER
http://www.izafet.com/…/438373-kullandigimiz-esyalari-kimle… Kullandığımız eşyaları kimler buldu?

SİMİT
Ümit Kebapçıı ekledi; Avrupa'da bagel diye tabir edilen simit türevi ürünlerin hatta diğer bazı hamur işlerinin bile Macaristan civarından, Doğru Avrupa'dan -bence açık olarak Türk topluluklarından- geldiği yazılıdır. Simit'in bir beslenme şekli ve besin maddesi olarak Türklerden öğrenilmesi ayaküstü atıştırma kültürüne Türklerin katkılarının önemine işaret etmektedir.

 SİMİT 
Simit yemeyi ve yapmayı Batı'ya Türkler öğretmişlerdir. Arslan Küçükyıldız Ümit Kebapçı ekledi; Simit özellikle önemli. Zira Avrupa'da bagel diye tabir edilen simit türevi ürünkerin hatta diğer bazı hamu işlerinin bile Macaristan civarından, Doğru Avrupa'dan -bence açık olarak Türk topluluklarından- geldiği yazılıdır.Ümit Kebapçı Simit doLma gibi yayılma alanından da anlaşılabileceği gibi bir Osmanlı dönemi atıştırmalığıdır. O zamanın büyük şehirlerinde, simit sarayları hayatımıza sokmazdan evvel, simidin yapılagelmesi de herhalde bundandır. İzmir civarında olan adı yani gevrek ...Daha Fazlasını Gör

Fast Food: Ümit Kebapçı Amerika'da Tük bageli diye satıldığı belirtilen simit, yolculara sunulan bir gıda olarak fastfood kültürünün ilk örneklerinden birdir. Eskiden beri Türkiye ve çevre bölgelerde seyyar satıcılarla satıldıkları bilinmekte. Şüphesiz bizler için çay simit ikilisi günümüz dünyasında şehir hayatının ayrılmaz bir parçasıdır.

LALE

Türkler Lale, Gül ve diğer çiçekleri evcilleştirmiş ve bunlara hayatında önemle yer vermiştir. Arslan Küçükyıldız Türkiye fikrinden hareket ederek, tanıtım broşürlerini Osmanlı'ya has al renk zemin üzerine ve lale motifleriyle süslemiş olması, büyük bir ilgiyle karşılandı. 

AMERİKANIN KEŞFİ

Amerika Kıtası ilkin Norveçli Türkler tarafından keşfedilmiştir.

ORDU SİSTEMİ

Şanlı Türk Tarihi Türklerde Ordu ve Turan Taktiği Bozkır Türk devletlerinde hemen her Türk savaşcı durumunda olduğundan ve askerliğe hususî meslek gözü ile bakılmadığından, Türk ordusunun, diğer bütün yerleşik ve orman kavimlerdekinden en büyük farkı “ücretli” olmayışı ve daimiliği idi. Unvan ve rütbelerin sahipleri aynı zamanda, emirlerindeki askerî güçlerin başınd...

NEVRUZ BAYRAMI

Nevruz Bayramı Türklerin dünyaya öğrettiği bir bayramdır. Bu Bayramı kutlayanların Türk ve akraba olduklarını söyleyenlere “isbat edin” deniliyor; Mesele Halkbilim açısından çözülmüş gibidir. Ellerinde her türlü imkân var, genetik araştırma yapsınlar, görecekler ki dünyanın her yerinde bu bayramı kutlayanlar Türk’tür. Dünyanın neresinde Nevruz kutlanıyorsa orada ya Türkler veya akrabaları, yahut da Türklerden bu bayramı öğrenmi...

ÜZENGİ

Üzengi Türkler Tarafından bulunmuştur. İlk defa İskitler tarafından kullanmıştır.Tarihi sekillendiren en buyuk icatlardan biridir. iki ise yaramistir....

ELMANIN ISLAHI

ELMA BESİN DEĞERİ AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ BİR MEYVE OLAN ELMA'YI TÜRKLER İNSANLIĞA KAZANDIRMIŞTIR. BU BİTKİNİN EHLİLEŞTİRİLMESİ TÜRKİSTAN'DA OLMUŞTUR.http://tr.wikipedia.org/wiki/Elma Eski Türkçe'de "alma" diye bilinen adının, meyvenin rengi olan "al" (kırmızı)'dan geldiği bilinmektedir. Elmanın ilk olarak Kuzey Anadolu'da, Güney Kafkaslar,[1]Rusya'nın güneybatısında kalan bölgeler ve Orta Asya (Kazakistan'ın doğusu) dolaylarında ortaya çıktığı sanılmaktadır. Tür, bütün dünyaya O... Arslan Küçükyıldız Elmanın verdiği enerji 100 gramda 54 kaloridir. Bu enerji yağdan değil, meyve şekeri ve organizma tarafından ağır olarak sindirilen şekerden gelmektedir. Bu veriler ve genel anlamıyla elmanın besleyici özelliği, bu meyveyi özellikle spor yapanlar için ...

DÖNER

Türklerin buluşu olan Döner Kebap, Avrupa'da bütün ayaküstü yiyecek markalarını geçti. Dünyada ayaküstü yemek kültürünü de Türkler şekillendirecek.

HAZIR YİYECEK

Türkler son derece zengin bir yemek kültürüne sahiptir. Bu kültürün en önemli başlıklarından biri de "Hazır Yiyecek(Fast Food)" dir. Çeşitli hazır yiyeceklere sahiptiler; Eski Türklerde et, hem taze olarak günlük hem de konserve haline getirilerek, ilerdeki ihtiyaçlar için kullanılmaktaydı. Et günlük ihtiyaçlarda ya ateşte kızartılıp kavrularak (kebap, kavurma) ya da yahni (etli yemek) yapılarak yenmekteydi. İleride yenmek için i... Et, tuz ve kırmızı biberin birbirine karıştırılarak, sarmısak ve çemenle bastırılıp güneş veya iste kurutulmasıyla meydana gelen bir çeşit et yiyeceği. Etler bastırılarak yapıldığı için bastırma ismi verilmiştir. Daha sonra bu kelime ha... Pastırma nedir? Et, tuz ve kırmızı biberin birbirine karıştırılarak, sarmısak ve çemenle bastırılıp güneş...

HAMAM

Türkler, Türk Hamamı'nı icad ederek dünyaya yıkanmayı, temizlenmeyi öğretmişlerdir; Yüzyıllar öncesine dayanan Türk Hamamı geleneği, dünyayı sardı. Bugün Almanya'dan İtalya'ya, İngiltere'den Amerika'ya kadar pek çok ülkede çeşitli bakım ve masajların da yapıldığı türk hamamları açılıyor. Utanmadan, sıkılmadan...

ALGORİTMA

Algoritma'yı bir Türk bilim adamı, Harezmî bulmuştur.

SULAMA / YERALTI SU KANALLARI / TURFAN YER ALTI SU KANALLARI / BARAJLAR

 Uygur (Karız) Su Kanalları Türklerin dünya medeniyetine bir hediyesi Uygur-Turfan Karız Su Kanalları Orta Asya’da Turfan bölgesinde yapılmış yeraltı su şebekesi sistemidir. Dünya uygarlık tarihinin en öneml...

Written by admin on 07 Mayıs 2012 TÜRK BİLİM DÜNYASININ YAYINLARI
SABA KRALİÇESİ BELKIS
Bu bölgenin antik yönetimi Saba Kırallığıdır, bilindiği gibi Kıraliçenin adı bir Türk adı olan Belkıs-Bilge Kız’dır Asy’adaki Bilge Kağan ile isimlerinin benzerliğinde olduğu gibi burada yazıtları vardır ve Bilge Kağan yazıtındaki harflerin (Köktürk Alfabesi) kullanıldığı görülür.














M.Ö. 700:  Marib Barajı
Bu baraj ve sulama sistemleri bu medeniyetin suya verdiği önemi ortaya koymaktadır, bilindiği gibi Turfan Şehrinde’de o yıllarda yapılmış Karez sulama sistemleri vardır ve bu gün dahi Dünyanın “en büyük tarımsal sulama” özelliğini taşımaktadır.

YAZI DİLİ

Dünyanın en eski yazı dili olan Sümerce Türkçedir. 

DÜNYANIN İLK STANDARTLARI

 Dünyanın ilk Standartlar ve Tüketiciyi Koruma Kanunları

KEÇECİLİK

Türkler, Keçe'yi uygarlığa kazandıran millettir. Pazırık kurganlarında çıkan 2000 yıllık keçelerd bu sanatta Türklerin ne kadar ileride olduğunu göstermektedir. Kazılarda ortaya çıkarılan diğer buluntuların yanı sıra keçe yaygılar açısından da çok zengin olan 5 numaralı kurgandaki bir yaygı, 4,5 m x 6,5 m’lik boyutlarıyla bu türün en büyük örneğidir. Yatay şeritler halinde düzenlenmiş olan kompozisyondaki kenarsularında stilize bitk... Başlangıçlar ve Hun Sanatıİlk İzler İslam öncesi Türk sanatı, M.Ö.VI. binyıldan M.Ö. 700 yılına kadar süren uzun bir hazırlık döneminden geçerek Hun sanatına ulaşmıştır.

HALICILIK (HALI, KİLİM)

 Dünyanın bilip de söylemediği en büyük buluşlardan biri de halı-kilimdir. Türklerin icadıdır. Bugün Türkistan'ın en seçme halıları, kilimleri toplanıp yabancı müzelere götürülmüş, alındıkları adresler kasten karıştırılmış, hatta Halı'nın anavatanı Ermenistan'mış gibi bile gösterilmiştir. Dünyada bilinen ilk halılar Orta Asya'da Türkler tarafından dokunmuştur. Bu halıların günümüze kadar ulaşabilmiş en eski örneğinin MÖ...
Hali- Kilim Sanati ve Tarihi . KOYUN  Halı-kilim sanatından söz etmeden önce onun ham maddesinin elde edilmesini sağlayan koyun ve onun... SANAT:::

Başlangıçlar ve Hun Sanatıİlk İzler İslam öncesi Türk sanatı, M.Ö.VI. binyıldan M.Ö. 700 yılına kadar süren uzun bir hazırlık döneminden geçerek Hun sanatına ulaşmıştır.

DOKUMACILIK

Atı ehlileştiren milletimizin en önemli özelliklerinden biri yünü olan hayvanları da ehlileştirmiş olmasıdır. Bu yünler dokumacılık ve halıcılıkta kullanılıyordu. Dünyaya dokumacılığı öğreten Türklerdir.

ATIN EVCİLLEŞTİRİLMESİ

Atın Türkler Tarafından Evcilleştirilmesi ve Kullanılması Batılıların Ari ırkın üstünlüğünü kanıtlamağa çalışan İndo-Germen kuramına göre, Hint-Avrupalıların çok eski dönemlerde Çin’in Kansu bölgesine değin bütün Orta Asya’ya yayıldıkları ve aslında gö... "Amerikan Bilimsel Gelişme Birliği (AAAS)" tarafından yayınlanan haftalık Science dergisinin bugünkü son sayısında yer verilen araştırma, atı ilk kez evcilleştiren Türklerin, bunu yaklaşık 5 bin 500 yıl önce ger...

KAHVEHANE

Dünyada ilk olarak Kahvehaneler İstanbul'da açılmıştır. Dünyada "Coffee House" kültürünün temelleri 1554 yılında İstanbul'da atılmış; İstanbul'dan sonra günümüz Avrupa'sında kahve kültürünün izleri 1650 yılından itibaren,bizden 96 yıl sonra görülmeye başlanmıştır. Günümüze, bu güçlü temellerin atıldığı dönemin kahve kültürünü yansıtan sadece iki adet görsel kaynak miras kalmıştır. İki kaynak da İstanbul'da resmedilmiştir. İstanbul kahveleriyle ilgili minyatürler için bkz: Mangala Türk Zeka ve Strateji Oyunu

Kelebe ve Su Çarkları

Koyun yünlerini eğirmeye ve bükmeye yarayan Kelebe'ler ile bunların biraz daha gelişmişi Çarklar ve özellikle çarkların kelebeden sonraki aşaması olan su çarklarının Türkler tarafından icad edildiği bilinmektedir. Anadolu'da çokça örneği görülen su çarkları, buhar türbinlerine uzanan gelişmelerin öncülüdür.

SU ENERJİSİ VE SU ÇARKLARI Not: Bu konuda ayrıntılı bilgilere ihtiyaç bulunmaktadır.

Matbaayı Uygur Türkleri Buldu

MATBAAYI UYGUR TÜRKLERİ BULMUŞTUR! 
Prof. Dr. Yahya AKYÜZ'ün araştırmasına göre, Alman Profesör Bossert, 1937' de İkinci Türk Tarih Kongresi'ne sunduğu bildirid...

15 Temmuz 2014 Salı

İlk Dünya Satranç Şampiyonu

SÛLÎ, Ebû Bekir

Ebû Bekr Muhammed b. Yahyâ b. Abdillâh b. Abbâs b. Muhammed b. Sûl-Tegin el-Bağdâdî eş-Şatrancî es-Sûlî (ö. 335/946)

Türk asıllı tarihçi, edip ve şair.

255-257 (869-871) yılları arasında Bağdat’ta doğdu. Bağdâdî yanında satrançta devrin en usta oyuncusu olması dolayısıyla “Şatrancî” ve ilk İslâm fetihleri sırasında Cürcân’ın Türk hâkimi olan Sûl-Tegin’in soyundan geldiği için Sûlî nisbesiyle tanınır. Sûl-Tegin’in oğlu Ebû Umâre Muhammed, Abbâsî ihtilâlinin önde gelen dâîlerindendi. İlk Abbâsî halifesi Ebü’l-Abbas es-Seffâh tarafından Musul ve Azerbaycan valiliğine tayin edilmişti. Sûl-Tegin’in diğer oğlu Said’den olan torunu Ebû Amr Mes‘ade, Halife Ebû Ca‘fer el-Mansûr zamanında hâcib olarak görev yapmış, oğlu Amr b. Mes‘ade es-Sûlî de Halife Me’mûn devrinde önemli görevler üstlenmiştir. İbrâhim b. Abbas es-Sûlî ve Abdullah b. Abbas es-Sûlî de Abbâsîler döneminin önde gelen edip, şair ve kâtiplerindendir.

Ebû Ruveyle ed-Dabbî, Ebü’l-Abbas el-Küdeymî, Ebû Dâvûd es-Sicistânî, Ebü’l-Abbas Müberred, Ebü’l-Abbas Sa‘leb, Ahmed b. Abdurrahman en-Nahvî, Ebû Abdullah el-Gallâbî el-Basrî, Avn b. Muhammed el-Kindî, İbrâhim b. Fehd es-Sâcî ve Abbas b. Fazl el-İsfâtî, Mufaddal b. Seleme ve İsmâil b. Ali en-Nevbahtî gibi devrin meşhur âlim ve ediplerinden ders alan Ebû Bekir es-Sûlî Mu‘tazıd-Billâh, Müktefî-Billâh, Muktedir-Billâh ve Râzî-Billâh dönemlerinde sarayda nedim olarak bulundu. Râzî-Billâh’ın muallimlik ve mürebbiliğini yaptı. Satrançta devrin ustası olan Muhammed b. Ahmed el-Mâverdî’yi yenmesi kendisine büyük itibar kazandırdı. Râzî-Billâh’ın halife olması onu maddî ve mânevî açıdan rahatlattı. Eserlerinin büyük bir kısmını bu dönemde telif etti. Müttakī-Lillâh devrinde sıkıntılarla karşılaşan Sûlî, Vezir İbn Mukle’yi överek saraya intisap etmek ve maddî bakımdan rahatlamak için çalıştıysa da sonuç alamadı. Halifeden izin alıp kendisini yakından tanıyan Beckem et-Türkî’nin vali olarak görev yaptığı Vâsıt’a gitti. Müttakī vefat edince yeni halife Müstekfî-Billâh’ın yakınları arasına girmek için Bağdat’a döndü. Ancak Müstekfî, ona yüz vermedi. Halktan ve ileri gelen bazı kişiler tarafından Hz. Ali hakkındaki sözleri sebebiyle ölümle tehdit edilmesi üzerine Basra’ya gidip gizlendi ve 335’te (946) burada vefat etti. 336 (947) yılında öldüğü de rivayet edilir. Basra’da zengin bir kütüphanesi vardı.

Tarih, şiir ve edebiyatın yanı sıra dinî ilimlerde de geniş bilgi sahibi olan Ebû Bekir es-Sûlî edebî konularda hocası İbnü’l-Mu‘tez’den etkilenmiştir. Sûlî’nin öğrencileri arasında Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, Dârekutnî, Râzî-Billâh, Seyfüddevle el-Hamdânî, Hâlidiyyân, Bağdat Kadısı Ömer b. Muhammed, Merzübânî ve Ebû Bekir b. Şâdân sayılabilir. Ebû Bekir es-Sûlî Abbâsî tarihi, Arap dili ve edebiyatı, dinî ilimler konusunda çok sayıda eser kaleme almıştır. İbnü’n-Nedîm (el-Fihrist, s. 168) onu intihalcilikle suçlarsa da çoğunluk güvenilir bir müellif olduğu hususunda birleşir. Çağdaşı şairlerin eserlerini toplayıp tertip etmesi ve günümüze intikaline vesile olması Arap dili ve edebiyatında ona büyük itibar kazandırmıştır. Eserleri Abbâsî tarihi, devrin dil ve edebiyatı için önemli kaynaktır. Ebü’l-Ferec el-İsfahânî’nin onu 250 yerde kaynak gösterdiği bilinmektedir.

Eserleri. 1. Kitâbü’l-Evrâķ fî aħbâri Âli ǾAbbâs ve eşǾârihim. Üç kısımdan oluşan eserin büyük bir bölümü günümüze ulaşmamıştır. İbnü’n-Nedîm eserin tamamlanamadığını kaydeder (a.g.e., s. 167). Sûlî, Kitâbü’l-Evrâķ’ın Abbâsîler’in siyasî tarihiyle ilgili ilk kısmında umumi tarih kitaplarının metodunu takip ederek olayları kronolojik sırayla kaleme almıştır. Abbâsî halifelerinin hilâfet makamına hangi tarihte nasıl geçtiğini, biat merasimlerini, isim ve lakaplarını, devrinin başlıca siyasî olaylarını anlatmış, halifelerin vezir, emîr ve kumandanları hakkında bilgi vermiştir. Olayların anlatımında Bağdat’ı merkez almıştır. Siyasî olaylardan, o yıl içinde vefat eden meşhur simalardan kısaca bahsetmiş, edip ve şairler hakkında şahsî görüşlerini aktarmıştır. Mes‘ûdî, bizzat müşahede ettiklerini ve başka eserlerde bulunmayan bilgi ve rivayetleri kaydettiği için Sûlî’den övgüyle söz eder. Modern tarihçiler eseri Abbâsî tarihinin temel kaynaklarından biri olarak kabul eder. Eserin zamanımıza intikal eden bölümlerinin bir kısmı yayımlanmıştır (nşr. J. Heyworth Dunne, Aħbârü’r-Râzî-Billâh ve’l-Müttaķīlillâh ev Târîħu’d-devleti’l-ǾAbbâsiyye sene 322 ilâ sene 333 hicriyye min Kitâbi’l-Evrâķ, Kahire 1935; Beyrut 1403/1982; Bağdat 1999; nşr. İhsan Abbas, Şeźerât min kütübin mefķūde, Kitâbü’l-Evrâķ li’ś-Śûlî, Beyrut 1408/1988; nşr. Hilâl Nâcî, ĶıŧǾatün nâdiretün min Kitâbi’l-Evrâķ li-Ebî Bekir eś-Śûlî, Bağdat 1990, bu kısım 316-318 [928-930] yıllarına ait olayları içermektedir; nşr. Hilâl Nâcî, Mâ lem yünşer min evrâķı’ś-Śûlî: Aħbârü’s-senevât 295-315 h., Beyrut 1420/2000; nşr. Halef Reşîd Nu‘mân, Ķısmün min aħbâri’l-Muķtedir-Billâh el-ǾAbbâsî ve Târîħu’d-devleti’l-ǾAbbâsiyye min sene 295 ilâ sene 315 hicriyye, Bağdat 1999). Enes Halidof ve V. Belajev eserin 226-256 (839-851) yıllarına ait kısmını neşretmişlerdir (Moskova 1998). Kitâbü’l-Evrâķ’ın Râzî-Billâh ve Müttakī-Lillâh dönemlerini içeren bölümü Marius Canard tarafından Histoire le dynastie abbaside de 332 à 333/934 à 944 adıyla Fransızca’ya tercüme edilmiştir (I-II, Cezayir 1946-1950). 2. Aħbârü’ş-şuǾarâǿi’l-muĥdeŝîn (nşr. J. Heyworth Dunne, London 1934; Beyrut 1982). Kitâbü’l-Evrâķ’ın edebiyat tarihiyle ilgili bölümünün ilk kısmıdır. 3. EşǾâru evlâdi’l-ħulefâǿ ve aħbâruhüm (nşr. J. Heyworth Dunne, Kahire 1936; Beyrut 1982). Kitâbü’l-Evrâķ’ın edebiyat tarihiyle ilgili ikinci kısmını teşkil eder. Sûlî bu bölümde şair Abbâsî halifeleri ve hânedan mensuplarıyla devrin diğer şairlerinin biyografileri ve şiirlerinden bahseder. 4. Aħbâru Ebî Temmâm (nşr. Halîl Mahmûd Asâkir - Muhammed Abduh Azzâm - Nazîrü’l-İslâm el-Hindî, Kahire 1356/1937). 5. Aħbârü’l-Buĥtürî (nşr. Sâlih el-Eşter, Dımaşk 1958, 1964). 6. Aħbâru İbrâhîm b. el-Mehdî (nşr. J. Heyworth Dunne, EşǾâru evlâdi’l-ħulefâǿ içinde). 7. Edebü’l-Küttâb (nşr. Muhammed Behcet el-Eserî, Bağdat-Kahire-Beyrut 1341/1922). Sûlî’nin özellikle divandaki yazışmalar konusunda maharet ve bilgilerini gösteren önemli bir eserdir. 8. Risâletü’ś-Śûlî ilâ Müzâĥim b. Fâtik (nşr. Halîl Mahmûd Asâkir v.dğr., Aħbâru Ebî Temmâm’ın mukaddimesinde yayımlanmıştır). 9. Şerĥu’ś-Śûlî li-Dîvâni Ebî Temmâm (nşr. Halef Reşîd Nu‘mân, I, Bağdat 1977; II, Beyrut 1978; III, Küveyt 1982). 10. Kitâbü’ş-Şaŧranc (eserin Süleymaniye Ktp., Lala İsmâil, nr. 560’ta kayıtlı yazma nüshası Fuat Sezgin tarafından ofset olarak yayımlanmıştır, Frankfurt 1406/1986).

Kendisi de iyi bir şair olan Sûlî muhdesûn (müvelledûn) adıyla bilinen şairlerin şiirlerini toplamış, bunları düzenleyip divanlarını oluşturmuştur. Bu divanlardan günümüze intikal edenler şöylece sıralanabilir: Dîvânü (ŞiǾru) İbni’r-Rûmî; Dîvânü Ebî Temmâm; Dîvânü’l-Buĥtürî (nşr. Abdurrahman el-Berkūkī, İstanbul 1300; Beyrut 1313; Kahire 1329); Dîvânü Ebî Nüvâs (nşr. Muhammed Vâsıf, Kahire 1898; nşr. Ahmed Abdülmecîd el-Gazzâlî, Kahire 1953; nşr. Behcet Abdülgafûr el-Hadîsî, Bağdat 1980); Dîvânü el-ǾAbbâs b. el-Aĥnef (İstanbul 1298); Dîvânü İbrâhîm b. el-ǾAbbâs eś-Śûlî (nşr. Abdülazîz el-Meymenî, eŧ-Ŧarâǿifü’l-edebiyye içinde, s. 126-194, Kahire 1937; Dîvânü [ŞiǾru] İbni’l-MuǾtez, nşr. Bernhard Lewin, III-IV, İstanbul 1945, I-II, İstanbul 1950; nşr. Yûnus Ahmed es-Sâmerrâî, I-III, Bağdat 1977-1978); Dîvânü Müslim b. Velîd (ed. de Goeje, Leiden 1875); Dîvânü ǾAlî b. el-Cehm (nşr. Halîl Merdem Bek, Dımaşk 1949; diğer eserleri için bk. İbnü’n-Nedîm, s. 167-168; Brockelmann, GAL, I, 149-150; Suppl., I, 218-219; Ahmed Cemâl el-Ömerî, Ebû Bekir eś-Śûlî [255-336 h.]: Ĥayâtühû ve edebüh-dîvânüh, s. 339-514; Ebû Bekir es-Sûlî, neşredenin girişi, s. 6-11; Savran, s. 194-206).

BİBLİYOGRAFYA:

Ebû Bekir es-Sûlî, Mâ lem yünşer min evrâķı’ś-Śûlî: Aħbârü’s-senevât 295-315 h. (nşr. Hilâl Nâcî), Beyrut 1420/ 2000, neşredenin girişi, s. 5-13; Mes‘ûdî, Mürûcü’ź-źeheb (Abdülhamîd), IV, 323-324; Merzübânî, MuǾcemü’ş-şuǾarâǿ (nşr. F. Krenkow), Kahire 1354, s. 465-466; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Teceddüd), s. 167-168; Muâfâ en-Nehrevânî, el-Celîsü’ś-śâliĥi’l-kâfî ve’l-enîsü’n-nâśıĥi’ş-şâfî (nşr. M. Mürsî el-Hûlî), Beyrut 1981, I, 80-82; Hatîb, Târîħu Baġdâd, III, 427-431; Sem‘ânî, el-Ensâb, VIII, 110; İbnü’l-Cevzî, el-Muntažam, VI, 359-361; Yâkūt, MuǾcemü’l-üdebâǿ, X, 109-111; İbnü’l-Esîr, el-Lübâb, II, 251; İbn Hallikân, Vefeyât, IV, 356-361; Safedî, el-Vâfî, V, 190-192; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XV, 301-302; M. Şemseddin [Günaltay], İslâm’da Târih ve Müverrihler, İstanbul 1339-42, s. 55-62; Brockelmann, GAL, I, 149-150; Suppl., I, 218-219; Ahmed Cemâl el-Ömerî, Ebû Bekir eś-Śûlî (255-336 h.): Ĥayâtühû ve edebüh-dîvânüh, Kahire 1970; a.mlf., Ebû Bekir eś-Śûlî: el-ǾÂlimü’l-edîb en-Nedîm, Kahire 1973; Subhî Nâsır Hüseyin, Ebû Bekir eś-Śûlî nâķıden, Bağdad 1975; Şâkir Mustafa, et-Târîħu’l-ǾArabî ve’l-müǿerriħûn, Beyrut 1980, II, 44-45; Sezgin, GAS (Ar.), I/2, s. 171-175; Muhammed Kürd Ali, Künûzü’l-ecdâd, Dımaşk 1404/ 1984, s. 135-139; Ahmet Savran, “Abû Bakr Muhammad b. Yahyâ as-Sûlî”, Remzi Oğuz Arık Armağanı (haz. H. Rıdvan Çongur), Ankara 1987, s. 169-207; Ramazan Şeşen, Müslümanlarda Tarih-Coğrafya Yazıcılığı, İstanbul 1998, s. 63-64; Ign. Kratschkovsky, “Sûlî”, İA, XI, 22-24; S. Leder, “al-Śūlī”, EI² (İng.), IX, 846-848.

Abdülkerim Özaydın  

cilt: 37; sayfa: 493
[SÛLÎ, Ebû Bekir - Abdülkerim Özaydın]


Biruni / Ekliptik eğimi

El Biruni

Doç. Dr. M. DİZER

Kandilli Rasathanesi Müdürü
Dünyanın en büyük bilim adamlarından biri olan Abu'l-Reyhan Muhammed Bin Ahmet El-Biruni El-Harizmi 937 yılında Kas (bugünkü Şah Abbas Veli) de doğmuştur. Biruni, bilim tarihinde devrinin en büyük astronomu, matematikçisi, etnografı, tarihçisi ve filozofu olarak tanınır. Bu nedenle bütün doğu müslümanları, bizim dışımızda, Biruni'ye sahip olmak için büyük çaba gösterirler. Genellikle Biruni hakkında yazılmış yapıtlarda, aslen İranlı olduğu. Arapları sevmediği, koyu Iran milliyetçisi olduğu yer alırsa da bazılarında Arap olduğu da iddia edilmektedir Bu iddiaların Biruni'nin yapıtlarında yer almadığını görmek mümkündür.
El-Biruni (Al-Biruni)
Abû Raihân Muhammad ibn Ahmed al-Birûni
(M. S. 973-1048)
Biruni'nin Tahdid Nihayat al-amakin ve kitab al-saydam adlı yapıtının ön sözünde kendisinin Türk olduğu açıklığa kavuşmaktadır. Bu yapıtlarında, Biruni Farsçaya ve Farslığa karşı düşüncelerini, kendisine Arap dilinde küfredilmiş olmanın, Fars dilinde methedilmiş olmaktan daha tatlı geldiğini yazmaktadır. Kitab al-saydam adlı hekimlikle ilgili yapılının ön sözünde:
"Ben ne Arabım ne de Acem, bu iki dili sonradan öğrendim. Eğer yapıtlarımı kendi dilimde yazacak olsaydım bunlar, saf Arap cinsi atlar sürüsü arasında zürafalar gibi garip bir şey olurdu" demektedir. Bilindiği gibi o devirde ve hatta daha sonralara kadar, tıpkı Latince gibi, çok zengin bir dil olan Arapça edebi ve bilimsel dil olarak kullanılmıştır.
Diğer taraftan Biruni, yapıtlarında Türk illerine ve Türk etnografyasına çok yer vermiştir. Horasan'da Mezduran geçidinin doğusundaki halkın Türk olduğunu, orta ve aşağı Amu-Derya havzalarının milâttan önceki devirlerde bile Oğuzlar ve Peçeneklerle meskûn bulunduğunu. İran kavimlerinin oralara sonradan geldiğini yazar.
Biruni'nin yapıtlarında özellikle Peçeneklerin etkisinde kalmış Türkçe kelimelere raslanmaktadır. Biruni gençliğinde ve hatta çocukluğunda Türkçe bilmekte idi. Buna göre kendisinin Türk olduğu bir gerçektir.
Biruni merkezleri Kas olan Harizm şahlar sarayına intisap etti ve bu sülâleden ünlü matematikçi Emir Ebü Nasr Mansur Bin Ali Bin Irak'ın himayesine girdi ve sarayda idari görev yaparken, diğer taraftan da Abdü's-Samed Bin Samed El Hakim gibi ünlü bilginlerden ders aldı. Abu Abbas Ma'rnun Bin Muhammed'in 995'de Kas şehrini işgali üzerine, Biruni Kas şehri civarında yaptığı gözlemlerini bırakarak bir süre Rey'de yaşadı. 1000 yılında Gürcan'a gelerek Melik Şenas-ul mualli Kaabusun sarayına kabul edildi. Bu şehirde. Melik adına ünlü yapıtlarından al-asar al bakıya an al-kuran al-halıya'yı hazırladı. Biruni bu yapıtını 28 yaşında tamamlamıştır.
Aynı yıl Harizm'e dönen Biruni, bilginlere büyük değer veren Me'mun ibn-i Me'mun'un himayesinde çalıştı 1017 yılında, Türk imparatorunun çağrısı üzerine Gazneye göç etti. Yaşantısının büyük bir kısmını Gazne medresesinde çalışmakta geçirmiş ve Hindlilerin örf ve adetleri ile felsefi düşüncelerinden, rakkamlarından, astronomilerinden söz eden Kitab-ı-fi tahkik ma lil Hind adlı yapıtını hazırlamıştır. 1887 yılında bu yapıt "Al Biruni's India" adı ile İngilizceye çevrilmiştir. Gazneli Mahmut'un ölümünden sonra, Sultan Mesud Bin Mahmud Bin Sebük Tiğin adına, Biruni ünlü yapıtı El Kanun el Mes'udi fil Hey'e vel Nücum'u hazırlamıştır. Bu bir astronomi ansiklopedisidir.
İslâm bilginleri içinde, Hind, Yunan ve Arapların, o tarihe kadar eriştikleri pozitif bilimleri en iyi bilen Biruni Hintçe'den çevirdiği yapıtları ve felsefe, tıp vs. hakkında yazdığı yapıtları dışında matematikve astronomi konusunda yapıtları vardır. Astronomi, matematik, takvim ve coğrafya ile ilgili 83 yapıtının adı, Matematikçi Salih Zeki'nin Asarı Bakiye'sinde yer almıştır.
Biruni yapıtlarında uygarlığı doğu ve batı olmak üzere ikiye ayırdıktan başka Çinliler ile Türkler ve Hindlileri doğu uygarlığının öncüleri olarak görmüştür. İslâm uygarlığını ise, gerçekte eski Yunan uygarlığının devamı olarak tanımlamıştır. Türklerin islâmiyeti kabulünden sonra uygarlığın çok geniş bir alana yayıldığını ve böylece bilimin ve dolayısı ile insanlığın büyük kazançlar elde ettiğini yapıtında açıklar.
Bilim adamlığı yanında güçlü bir eleştirici olan Biruni, delikanlı İbn-i Sina diye hitabettigi, İbn-i Sina ile tartışması bilim tarihinde ün kazanmıştır.
Biruni dindar bir müslüman olmasına rağmen, araştırmalarını dini inançlardan tamamiyle uzak tutarak gerçekçi bir görüşle yapmıştır. "Patanjali" çevirisinin önsözünde "İnsanların fikir ve inançları çeşit çeşittir ve dünyadaki gelişim de bu inançların değişik oluşuna bağlıdır" demekle geniş müsamahasını ifade etmiştir.
Çalışmalarında kullandığı yöntem ve konulara derinliğine giriş gibi nitelikler Biruni'yi, Orta Asya'da başlamış olan bilim rönesansının önemli temsilcileri arasına sokmuştur. Biruni, hemen hemen bütün bilim dalları ile uğraşmış ise de, biz burada yalnızca temel bilimleri ilgilendiren en önemli bazı yapıtlarından kısaca söz edeceğiz.
1000 yılında, 28 yaşında tamamladığı "El-Asârü'l-bâkiye ami'l-Kuruni'l haliye" (Geçmiş zamanlardan yapıtlar) yapıtı, İbn-Sina ile güneş'in sıcaklığı hakkında yapmış olduğu tartışma ile astronomiproblemlerini kapsar. Biruni, bu yapıtında Harizma şehrinde, yaptığı 7. 5 metre çapındaki duvar robu tahtası ile ölçtüğü ekliptiğin eğimini açıklar ve elde ettiği ölçü değerini verir. O tarihten evvel ve o tarihten sonra ölçülen ekliptik eğimleri:
Ekliptik
Yıl
eğimi
Batlamyus
23 50'
El Me'mun astronomları
832
23 33' 39"
Sabit bin Kurre
875
23 30' 30"
El - Battani
880
23 35'
El - Biruni
995
23 27'
Tycho Brahe
1790
23 30'
Bradley
1750
23 28'.3
Modern ölçüler
1950
23 26'.7
Biruni, aynı yapıtında 64 kareli bir satranç tahtasında 2'nın ardışık kuvvetleri ile oluşturulan geometrik dizinin toplamını ustaca hesap etmiştir.
Biruni Tahkik mâ li'l - Hind (veya Tarihü'l Hind) (Hind Tarihi) adlı yapıtında Hind dini, ilmi, felsefesi, edebiyatı, coğrafyası ve adetleri hakkında geniş bilgi verdikten başka astronomiden de bahsetmiştir Bu yapıtında Yer'in günlük harekelinin heliosantrik ve jeosantrik sistemin her ikisinde de açıklanabileceğini kabul etmekle beraber bir tercih yapamamıştır
1030 yılında, Gazneli Mahmud'un oğlu Sultan Me'suda ithaf ettiği "El-Kanunü'l Mes'udi fi'l-Heyeti ve 'n-nücum" adlı yapıtını, Bıruni, matematik ve astronominin esas sorunlarını aydınlatmak için yazmıştır. Bir çeşit ansiklopedi olan bu yapıtta bir çok yeni buluşlar mevcut olup, trigonometriye ait geniş bir bölüm bulunmaktadır. Bu yapıtla Gazne ile İskenderiyenin enlem ve boylamları ile Yer'in büyüklüğü hakkında bilgi bulunmaktadır.
Halife El-Me'nun astronomlarından sonra, İslâm bilginleri arasında, Yer küresinin boyutlarını belirtenlerden biri de Biruni'dir.
Biruni "Makale fi istihrâc-i Kadr-al-ard bi rasadı inhitat-ul ufk an Kulel-ul cibâl (Dağ başlarından yapılan ufuk alçalması gözlemi yardımı ile yer boyutlarının belirtilmesi) hakkında makalesinde yer yarı çapının hesabını açıklar. Biruni'nin kullandığı yöntem şudur.El-Biruni - Dünya Yarıçapı Hesabı
'Düz bir ovada, A noktasından uzaktan ölçme yöntemi ile HH' yüksekliğini 313 m. olarak ölçtü (şekil 1). Bu yükseklikte ufuk alçalması 34' dakika olarak ölçülmüştü. OAH' dik üçgeninden bağıntısı ile
( a = 34', h = 318 m. ) yer yarı çapı için R = 6243.537 km. bulunmuştur. Diğer taraftan India adlı yapıtında yer yarı çapını,
R = 6324.66 km.
olarak vermektedir. Bu değer ise gerçek yarı çap değerine çok yakındır.
Biruni, "Tahdidü nihayâti'l-amâ-kinli-tashih-i mesareti'l-mesakin" adlı yapıtında Hindistan ve Afganistan'daki jeoloji gözlemlerini, jeodezi ve geometriye ait problemlerden bahseder. Bu yapıtta, ayrıca trigonometrik fonksiyonlarda, daima yarı çapın birim alınmasıyla bazı güçlüklerin önlenmesini sağlayan bir yöntem geliştirilmiştir. Biruni "Makaalid-el-ilm-el Hey'e mâ Yuhdes fi basit el küre (Astronomide küresel şekilleri tanımlayan anahtarlar) adlı yapıtında trigonometrik teoremlerin ispat şekilleri ile ilgilenmiştir Hatta, Maraga rasathanesi kurucusu, ünlü bilgin Nasıreddin-el Tusi "Kıtâ-ı Şekl-el Katta" adlı yapıtında, Biruni'nin trigonometrik teoremlerinin kendi ispat şeklinden daha iyi olduğunu yazmakladır
Çok yönlü, Orta Asya'da bilim rönesansında büyük katkısı olan, büyük Türk bilgini Biruni'nin maalesef hiç bir yapıtı Türkçe'ye çevrilmemiştir. Kurulacak Bilim Tarihi Araştırma Merkezinin bilim tarihimizle ilgili değerleri ve eserleri ortaya çıkartmasını beklemekten başka bir şey elimizden gelmemekledir.
 Alıntı:
Tübitak Bilim ve Teknik Dergisi
Kasım 1977, Sayı 120, Sayfa 14-16

El-Biruni ile İlgili Diğer Kaynaklar:

  1. http://www.physics.metu.edu.tr/~fizikt/bultenler/97_98_bahar.html#bir
  2. http://www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=361
  3. http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=938
  4. http://www.turkcebilgi.com/El-Biruni
  5. http://www-history.mcs.st-andrews.ac.uk/Printref/Al-Biruni.html
  6. http://tr.wikipedia.org/wiki/Biruni
  7. http://www.geocities.com/chelick2000/biyografiler/biruni.htm
  8. http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=biruni
  9. http://www.meyilli.com/unluler/biruni.php
  10. http://www.google.com.tr/search?q=biruni
 Kaynak: http://www.bilimbilmek.com/tr/el-biruni.html